“Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir…”

Mohawk Kabilesi

Telliturna (Anthropoides virgo)



Telliturna (Anthropoides virgo)

Boy : 85-100 cm.


Turnadan daha küçük ve zariftir. Adını gözünün gerisinden çıkan beyaz süs tüylerinden alır. Turna'ya oranla daha kısa boynu ve bacakları vardır. Gövdesi gri renktedir ve kanat telekleri siyahtır. Başı ve boynunun ön kısmında yer alan siyah renkteki tüyler, bir sakal gibi göğsünden ağaşı doğru sarkar.Kanadından çıkan süs tüyleri uzun ve düzdür.

Yaşam Alanı

Nehirlerin çevresindeki sulak alanlarda, taşkın ovalarında ve nehir adacıklarında ürer.

Ses

Genel olarak Turna'yı anımsatır "gruu,gruu".

Tehdit

Türkiye'deki üreme alanları olan taşkın ovaları ve nehir adaları, baraj altında kalma tehlikesi altındadır. Üreme alanlarında rahatsız edilmeleri de diğer bir tehdit unsurudur.


Türkiye'de Dağılım

Ülkemizde yalnızca Murat Nehri'nin taşkın ovalarında üremektedir. Ayrıca Orta Anadolu ve Kıbrıs türün göç ederken üzerinden geçtiği önemli göç rotasıdır.

Kültürlerde Turna için söylenen efsaneler


Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu (Origami)

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu ABD'li yazar Eleanor Coerr tarafından 1977 yılında yazılmıştır.


Konusu Japonya'da 1943'ten 1955'e kadar yaşamış olan küçük bir kızın gerçek hayat hikâyesine dayanıyor.

II. Dünya Savaşı'nı sona erdirmek amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri'nin Hava Kuvvetleri tarafından Hiroşima'ya atom bombası atıldığında küçük kız bu şehirde yaşıyordu. Atom bombasının yaydığı radyasyon sonucu Sadako Sasaki 10 yıl sonra öldü. Sadako'nun gösterdiği cesaret, onu Japon çocuklarının gözünde kahraman yaptı. Bu Sadakonun hikayesi'ydi.

1954 yılının bir ağustos sabahı Sadako giyinir giyinmez dışarı koştu. Japonya'nın sabah güneşi koyu renk saçında ışıltılar saçıyordu. Gökyüzü masmaviydi, buluttan eser yoktu. Bu aslında iyi işaretti.

Sadako her zaman bir şansın doğacağını umut ederdi. Evine döndüğünde kız kardeşiyle iki erkek kardeşini hala mışıl mışıl uyurken buldu. Sadako bir çok iyi şans işaretleri daha bulmuştu ancak bu iyi şanş işaretleri kötüye gitmişti.

Sadako o felaket gününden sonra hastalandığını öğrendi.

'Kâğıttan Bin Turna Kuşu' efsanesi der ki: Bir insan hastalandığında, kâğıttan 1000 adet turna kuşu yaparsa, bunu gören tanrılar bu kişiyi sağlığına kavuşturacaktır.

Bunu bilen Sadako, hastalığını cesaretle karşılayıp, kâğıt turnaları katlamaya başlar ve konuşur turnalarıyla: "Kanatlarınıza 'huzur' yazacağım. Böylece tüm dünyada uçabileceksiniz."

Ne yazık ki, bu küçük Japon kızının yaşamı 1000 turnayı katlamaya yetmeyecek ve 25 Ekim 1955 günü 644 turnayı katlarken hayata gözlerini yumacaktır. Yine de arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler.

Turna kuşu, o zamandan beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesidir.

Postacılar Sadako öldükten sonra, aylar boyunca, diğer çocukların yapıp yolladığı kâğıttan turna kuşu taşırlar hastaneye, bu turna kuşlarının sayısı şimdi milyonlara ulaşmıştır. Ve Japonya'da bir müzede sergileniyor.

Sadako Sasaki anısına Hiroşima'da bir anıt yapılmıştır ve ABD'de Seattle Barış Parkı'nda bir heykeli bulunmaktadır.




Türk kültüründe bilindiği üzere,turnalar şans,refah ve umut kuşlarıdır.efsanelere göre hep hayat kurtaran,yardım eden,umut dağıtan kuşlardır.Halk inanışına binaen;tek eşli ve gururları için yaşayan hayvanlardır.Eşlerini kaybettikleri vakit bir daha topluluklara karışmazlar.Avcı tarafından eşi vurulursa, geride kalan eş intihar eder.
Bu sebeple turna kuşunun varlığına çok hürmet gösterilir.


Çin kültüründe turna, bir büyücünün veya güzel bir kadının varlığı olduğuna inanılan olağanüstü bir varlıktır.Pek çok hikaye,efsane vardır bu kuşla ilgili.Efsaneye göre bir pirinç tarlasında çok güzel genç bir kadın gören genç bir adam, o anda kadına kapılır ve onunla orada yaşamaya başlar.ev halkı tarafından merakla beklenen ve geri dönmeyen bu genç adam bir gün kardeşleri tarafından kadınla beraber bulunur.küçük kardeşin kadına saldırması sonucu kadın bir turnaya dönüşür ve kaybolur.burada turna aşkın ve arzunun sembolüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder