Leylek (Ciconiiformes)
Leylek (Arapça (laklak), Farsça: (leglek), bir kuş türüdür. Türün yayılışı çok geniş bir coğrafya üzerindedir. Almanyadan havalanan ve Prenses adı verilen Leylek, Türkiye(İstanbul-Hatay) üzerinden Güney Afrika Cumhuriyetine gittiği tespit edilmiştir. Genellikle karadan yükselen sıcak hava akımını kullanarak daireler çizerek uçarlar. Nesli tehlike altında olmasada yanlış insan yapılaşması ve sulak alanların kurutulması sonucunda Türkiye'deki sayıları azalmaktadır.
Biyolojisi
Leylek (Ciconia ciconia) kendi adıyla anılan Leylekgiller (Ciconiidae) ailesi içerisinde yer almaktadır. Bu aile büyük, geniş kanatlı, sulakalan çevresinde ve karada yaşayan kuşlardan oluşmaktadır. Leylek ailesi 19 tür ve 3 gruba ayrılır ve Leylek, ikinci grup olan Tipik Leylek grubunda yer almaktadır. Ülkemizde 2 tür leylek yaşamaktadır: Leylek ve Kara Leylek (Ciconia nigra). Ayrıca Sarıgagalı Leylek (Mycteria ibis) de rastlantısal olarak görülebilir.
Kanat açıklığı: 155-165 cm Erkek dişiye oranla biraz daha iridir.
Kanat uzunluğu: dişi: 53cm, erkek:63cm
Ağırlık: dişi: 2.2- 3.9 kg, erkek: 2.6- 4.4 kg
Yaşam süresi: Ortalama 25 yıldır. Fakat halkalama verilerinden elde edilen bilgilere göre 30 yıla kadar da yaşadığı tespit edilmiştir
Büyük bir sulakalan kuşudur. Tüylerinin geneli beyaz, uçuş tüyleri siyahtır. Uzun kırmızı bir gagası ve ayakları vardır. Uzun bir boyuna ve kısa bir kuyruğa sahiptir. Uçarken boynunu düz tutar. Sessizdir.
Yavru leylek, erişkine benzer fakat gagası ve ayakları siyahtır. Gaga ve ayaklar bir yıl içerisinde siyahtan kademeli olarak kırmızıya döner. Ayrıca erişkinin siyah uçma tüyleri, yavruda kahverengiye yakın renktedir.
Türkiye'de yaz göçmenidir.
Leyleklerin östaki boruları (Östaki borusu, orta kulak ile nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yol.Cavum tympani(orta kulak boşluğu) ile pharynx(yutak) arasında yer alır. Uzunluğu yaklaşık 36 mm olup, üst 1/3 ü kemik, alt 2/3 ü kıkırdaktır.
Çok fazla ses bulunan ortamlarda kulakların zarar görmesini önlemek amacıyla ağız bir miktar açılabilir,fazla ses östaki borusundan ağza verilir. ayrıca ağızdaki aşırı basınç kulağı olumsuz etkileyebilir.Ağızdan çıkan ucu ağzın iki yanında çenenin birleştiği yerde,dilin bittiği yerdedir,oradaki boşluk rahatlıkla hissedilebilir.) yoktur, bu yüzden sesleri de yoktur, yuvalama dönemlerinde gagalarını birbirine vurarak iletişimlerini sağlarlar.
Ak Leylek (Ciconia ciconia)
Avrasya'da üreyen ak leylek (Ciconia ciconia) Afrika'nın güney kesimlerinde kışlar. Boyu yaklaşık 100 cm, kanat uçma tüyleri siyah, öbür tüyleri beyaz, gagası uzun ve bacakları kırmızıdır. Boyunlarını öne uzatarak oldukça yavaş uçar ve havada geniş daireler çizerek süzülür.
Ak leylekler çatılara özellikle de bacaların tepesine yuva yaparlar. Bazı ülkelerde insanlar uğur getirdiğine inandıklarından leylekleri çekmek için damlarına kazıklar üzerine tekerlekler koyarlar. Leylek çiftleri çalı çırpı ve topraktan yaptıkları tepsi biçimindeki yuvalarını otla döşerler. Yuva her yıl yeni eklemeler yapıldığından çok büyür.
Dişiler yuvaya genellikle beyaz dört yumurta bırakır. Erkek ve dişi yavrularını büyük ölçüde, yiyip kısmen sindirdikleri besinleri kusarak beslerler. Yavrular anne ve babalarını gördüklerinde gagalarını takırdatmaya başlarlar.
Ak leylekler uzak yerlere göç eden kuşların en iyi bilinenidir. Avrupa'da ve Türkiye'de üreyen bu leylekler kışı Afrika'da geçirirler. Göç sırasında sıcak hava akımlarından yararlanır, olabildiğince kara üzerinden uçabilmek için kıtadan kıtaya özellikle İstanbul, Çanakkale ve Cebelitarık boğazlarından geçerler.
Bilhassa Avrupa'da yoğun tarıma geçilmesi nedeniyle leyleklerin beslenebilecekleri çayırlık ve sulak alanların azalması, Afrika'da ise tarım ilaçlarının yoğun bir şekilde kullanılması, geniş leylek sürülerinin yok olmasına neden olmuştur.
Avrasya ve Afrika'da yaşayan kara leylek (Ciconia nişgra) beyaz karnı dışında mor yeşil parıltılı siyah tüyleriyle ak leylekten kolayca ayırt edilebilir. Daha ürek olan bu tür, ormanlık bölgelerde ürer ve kışı Afrika'da geçirir. Türkiye'deki üreme alanı Marmara ve Karadeniz bölgelerindeki ağaçlık bölgelerdir.
Leyleklerin iki değişik türü jabiru adıyla tanınır. Bunlardan Avustralya jabirusu (Xenorhynchus asiaticus) Avustralya'dan Hindistan'a kadar uzanan bölgede yaşar. Gövdesi beyaz ve yeşil, bacakları kırmızı, iri gagası siyahtır. Genellikle yalnız avlanmasıyla dikkat çeker. Amerika jaribusunun (jabiru mycteria)hafifce yukarıya kıvrılan çok kalın bir gagası vardır. Meksika'dan Arjantin'e kadar uzanan bölgede bulunur. Marabu (Leploptilos crumeniferus) en iri leylek türüdür. Afrika'da yaşayan bu türün boyu 1,5 metreye, kanat açıklığı 2,6 metreye ulaşır. Temel besinini oluşturan leşleri yemek için genellikle akbabalarla rekabete girişir ve çoğu kez galip gelir.
Güney Yarımküre’de havaların Nisan ve Mayıs aylarından itibaren ısınmaya başladığını nereden bildikleri şaşırtıcı, hatta bir mucize olan leylekler, sıcak yaz aylarını geçirmek için, soğuk kış aylarını geçirdikleri ülkelerden geri dönerler.
Yuvaya önce erkek leylek gelir. Çok telaşlı bir şekilde, geçen yıl bırakıp gittiği yuvayı çubuk ve otlarla onarıp yenilemeğe başlar. İşi bittiğinde ise, özlem içinde başını gökyüzüne çevirip, dişisinin bir an önce gelmesini umut etmeye başlar. Takriben bir hafta sonra dişi leylek de erkek leylek tarafından onarılmış olan yuvaya döner ve hemen yerini alır.
Leyleklerin birbirlerini karşılama törenleri çok ilginç olur. Yuvanın sahibi erkek, dişisini karşılamak için kanatlarını hızla çırpar ve gagasıyla tıkırdar. Daha sonra etraflarına aldırmadan en güzel anlarını yaşamaya başlarlar. Baş döndüren bir yükseklikte gerçekleşen bu tutkulu sevgi gösterisinin meyveleri dört veya beş yumurta olur.Takriben dört, bilemediniz beş hafta sonra tüy yumağı civcivler yumurtalarından çıkmaya başlarlar. İşte bundan sonra anne ve baba leylek için stres başlar, baba leylek çığırtkan yavrularının beslenmeleri için gerekli solucan, çekirge ve sümüklü böcekler bulabilmek için harekete geçer, hatta bir süre sonra talep daha da artar; fare, kurbağa, balık ve yılanlar mönüyü süslerler.
Baba leylek yavrularını beslemekle yükümlü iken, anne leylek kanatlarının altına alarak, yavrularını yağmur, fırtına ve kızgın güneş sıcağından korur.
Doğal yaşamın bir parçası olan Leylekler, bölgede havalar soğumaya başlar başlamaz, başka bölgelerden gelen diğer leyleklerle gökyüzünde birleşerek, seyredeğer bir görüntü oluşturduktan sonra, yolculuk rotaları olan Güney Afrika, Körfez, Süveyş, ve İsrail'e doğru yola çıkarlar.